Transrektal ultrason prostatın ayrıntılı incelenmesine olanak tanır. Bu incelemede, rektal yolla (makat yoluyla) yerleştirilen ve ses dalgaları yayan ufak bir prob yardımı ile prostat bezinin ve onu çevreleyen dokuların bir görüntüsünün alınması sağlanır. Ardından prostat bezine, sağlanan görüntünün rehberliğinde ufak biyopsi örnekleri almak amacı ile minik iğneler batırılır ve doku örnekleri alınır. Aynı anda kanser ya da iltihabı göstermek ve kesin tanıya ulaşmak amacıyla çok sayıda biyopsi almak mümkündür. Daha sonra bu dokular, problemin nedenleri hakkında daha açık bir bilgi vermesi için, mikroskop altında pataloji uzmanı tarafından incelenir. Bazen transrektal inceleme infertilite (kısırlık) nedenlerini araştırmak amacıyla da kullanılır. Bu amaçla biyopsi uygulaması yapılmaz sadece ultrasonografi ile inceleme yapılır.
Biyopsi işlemi bir organın içerisinden ya da çevresinde bulunan kitleden bir iğne ile mikroskopik inceleme ve tahlil için parça alınması işlemidir. Bu işlem ultrasonografi, röntgen, bilgisayarlı tomografi ya da manyetik rezonans rehberliğinde yapılabilir. Prostat biyopsisi prostat kanseri araştırmak için yapılır. Prostat kanseri tanısında günümüzde en gerçekçi ve geçerli tanı yöntemi, prostat biyopsisi olmasına karşın tanı değeri %100 değildir. Bu nedenle kanser şüphesinin devam etmesi durumunda doktorunuz biyopsinizi tekrarlatabilir.
Prostattaki kitlenin tabiatı anlaşılamayacağından doğru tedavinin uygulanması güçleşecektir. Doğru tanı ve tedavinin gecikmesi hastalığın tedavi edilebilir aşamadan tedavi edilemez safhaya geçmesine sebep olacaktır.
Prostat biyopsi işlemi genellikle 3 yöntemle yapılır:
İşlem üroloğunuz tarafından ya da Radyoloji Bölümü’nde Ultrasonografi eşliğinde Radyoloji doktorları tarafından yapılabilir. Biyopsinin nasıl yapılacağını doktorunuzla konuşarak karar verebilirsiniz.
Girişimin yapılacağı bölge mikrop yoğun bir bölge olduğu için enfeksiyon riskinin en aza indirgenebilmesi açısından işlemden önceki günlerde başlamak üzere oral (ağızdan) ve işlem öncesinde intramusküler (kas içi) antibiyotik profilaksisi yapılır. Antibiyotik kullanımı doktorunuzun belirleyeceği süre için işlem sonrasında oral olarak devam eder. LaMED Görüntüleme Merkezinde yapılan prostat biyopsisi öncesi hazırlıkta oral yoldan alınan antibiotiğin ilk dozu işlemden 12 saat önce alınacak şekilde ayarlanmaktadır. Ayrıca ilemden yarım saat önce kas içi bir antibiotik daha kullanılmaktadır. Ayrıca aspirin ve benzeri kan sulandırıcı ilaçlar kullanılıyorsa bir hafta önce kesilmelidir.
Biyopsi tabancası ile prostat bezinin farklı kadranlarından 12 adet ve ek olarak ultrasonografi ile seçilebilen kitle varsa kitle içerisinden örnekler elde edilir. Örnekler koruyucu solüsyonun içerisinde konulup patoloji laboratuarına gönderilir.
Biyopsi uygulanacaksa bir miktar ağrı olacaktır. Fakat çok fazla değil ve düşündüğünüzden daha az. Prostat dokusu iğneye karşı vücudunuzun diğer bölümlerinde olduğu kadar duyarlı değildir. Çoğu kişinin asıl kaygısı biyopsiden çok biyopsi öncesi kafasında oluşturulan korkudur. Bununla birlikte Lamed Görüntüleme Merkezinde biyopsi sırasında ağrı duymamanız için prostat etrafına lokal anestezi uygulanmaktadır. Deneyimlerimiz lokal anestezi eşliğinde yapılan prostat biyopsisinin ağrısız olduğudur
Uygun soyunma sonrası inceleme sırasında kendinizi rahat hissedeceğiniz özel bir elbise giydirilir.
Ultrason masasında bir tarafınıza dönük olarak yatmanız ve dizlerinizi bükerek hafifçe karnınıza çekmeniz istenir.
İncelemede kullanılan parmak kalınlığındaki prob doktorunuz tarafından dikkatli bir şekilde makatınıza yerleştirilir.
Prostat bezinizin ölçümleri alınır. Gerekirse Doppler inceleme uygulanır ve görüntüleri alınır.
Biyopsi uygulanacaksa önceden yapılan hazırlığı takiben otomatik bir araç (biyopsi tabancası) kullanılır. Biyopsi sırasında ağrı duymamanız için prostat etrafına uyuşturucu ilaçlar uygulanır. 10 dakika kadar beklenerek lokal anestezinin etki göstermesi sağlanır. Prostat bezine çok hızlı bir şekilde küçük bir iğne sokularak en az 10 adet örnek doku alınır.
İşlem yaklaşık 20 dakika sürer.
Örnek dokular patoloji bölümüne yollanır.
İnceleme sonrasında bir süre sonra çıkaracağınız antibiyotikli bir tampon yerleştirilir.
Doktorunuz biyopsi sonrası olabilecekler ve ne yapacağınız konusunda sizi bilgilendirecektir.
Doğası gereği girişimsel bir işlem olduğundan nadir görülen ancak kesin olarak belirlenmiş yan etkilere sahiptir. Gösterilen azami dikkat ve özene rağmen girişime bağlı komplikasyonlar meydana gelebilmektedir.
Prostat biyopsisinden (TRANSREKTAL PROSTAT ULTRASONOGRAFİSİ VE PROSTAT BİYOPSİSİ) sonra en sık görülen komplikasyonlar şunlardır: İdrarda kan görülmesi %39–58, menide kan görülmesi %28–45, gaitada kan görülmesi %21–37. Bunlar komplikasyonların çoğunu oluşturan ancak minör kabul edilen, zaman içinde kendiliğinden geçebilen durumlardır. Daha ender görülen komplikasyonlar şunlardır: Mikropların kana yayılması (sepsis) %0,2–0,6, idrar yolu enfeksiyonu %0,1–4,5, işeme sonrası mesanenin tam boşalamaması %0,2–1,2. Bunlar daha ciddi komplikasyonlar olup tüm komplikasyonların %0,7–2,0’ini oluşturur.
Bu komplikasyonlardan bazıları zararsız olup tedavi gerektirmezler ancak bazı durumlarda (ciddi olanlar) acil tıbbi müdahale, yatarak tedavi veya operasyon gerekli olabilir. Bazı yan etkiler öngörülemeyen, kimde ve ne zaman gelişeceği bilinmeyen durumlardır.
Girişim yerinde gerilim hissi, hafif ağrı, giriş yerinde ya da girişim yapılan organda damar zedelenmesine bağlı baloncuk gelişimi, atar ve toplardamarlar arasında fistül ve iç kanamalar ender de olsa görülebilir.
Lokal anesteziye karşı nadiren mide bulantısı, kaşıntı, ürtiker, tansiyon düşmesi, bayılma, kalp ritmi bozuklukları, alerjik reaksiyonlar (örneğin gırtlakta mukoza derisinin şişmesi, astım nöbetleri, kan dolaşım bozuklukları veya şok gibi) gelişebilir,
Ağızdan alınan ve kas içine yapılan antibiyotiklerin olası yan etkileri görülebilir.
Çok nadir olarak penise giden sinir liflerinin biyopsi sırasında travmatize olması nedeniyle işlemden sonra ereksiyon sorunları ortaya çıkabilir.
İşlemden önce
Eğer kullanılıyorsa aspirin gibi özellikle kardiyovasküler ve nöroloji hastalarının kullandığı kan sulandırıcı ilaçlar kanama riskini azaltmak için 7 gün önce bırakılmalı işlemden sonra 2 gün süre ile kullanılmamalıdır. İlaca ara vermeden önce ilacı başlayan doktorunuza danışmalısınız.
İnceleme öncesi akşam saat 18:00’de sulu bir yemek sonrası barsak temizleyici bir şurup yada lavman uygulanmalıdır. Bu ilaç biyopsi sabahı barsaklarınızı boşaltacaktır.
Aç olmanız gerekmez. Sabah hafif bir kahvaltı yapabilirsiniz. Daha önce bahsedilen kan sulandırıcı ilaçlar dışında sürekli kullandığınız ilaçlar varsa tetkik günü de içebilirsiniz.
Daha önce yapılmış olan diğer tüm incelemelerinizi (film, kan tahlili v.b.) getirmelisiniz.
İncelemeden sonra doktorunuzun belirteceği süre boyunca (1–4 saat) yatakta yatıp, fazla hareket etmemelisiniz.
Bir hafta kadar idrarda, gaytada kan görülebilir, genelde kendiliğinden geçer,
Tedaviye rağmen ender de olsa 24–48 saat içinde 38,5 dereceyi geçerse doktorunuzla bağlantıya geçiniz. Bu durumda doktorunuzun kontrolü altında tedaviniz hastane ortamında güçlü antibiyotiklerle yapılabilecektir.