Ücretsiz danışma formunu doldurun!
Kişisel Verilerin Korunması Aydınlatma Metni’ni okudum ve anladım.
Varis, vücudumuzda kirli kanı toplamakla görevli olan toplardamarların duvar yapısının ve/veya içerisindeki kapakçıkların bozularak anormal genişlemesi ve kanı toparlama işlevini yerine getirememesi sonucu oluşan hastalıktır.
Genişleyen toplardamarlar içinde kirli kan bekler; bu da vücutta inflamatuar bir yanıt başlatır. Kalbe dönemeyen bu kirli kan nedeniyle ağrı, sızı, kramplar, şişlik, kaşıntı ve renk değişikliği gibi şikayetlere yol açar.
Varisler cilt altında kırmızı ince kılcallar şeklinde, mor ve mavi renkte veya genişlemiş kıvrımlar oluşturmuş daha büyük damarlar şeklinde görülebilir.İlerlemiş durumlarda ciltte renk değişkliği koyulaşma ve venöz ülserler ile kendini gösterir.
Varis; vücudun birçok yerinde meydana gelebilir(Bacak ,kol damarları veya iç organlar etrafındaki toplardamarlarda ).
En sık görülen ve görüntü bozukluğuna da yol açtığı için erken farkedilen genellikle ise bacaklardaki varislerdir.
Varis başlangıçta genellikle görsel rahatsızlık verse de hastalığın ilerlemesi durumunda; toplardamar basıncının artması (Venöz hipertansiyon ); doku arasına sıvı sızmasına bu da ödeme, ödem ise ağırlık ve yorgunluk hissi ve şişlik şikayetine sebep olur. Ayrıca damarlarda beklemiş kan, pıhtı oluşumuna sebep olarak derin ven trombozu veya Trombofilebit dediğimiz enfeksiyona neden olabilmektedir.Yine ilerledikçe ciltte venöz ülser dediğimiz cilt yaraları açılabilmektedir. Varis yaralarının tedavisinden önce varislerin tedavi edilmesi gerekir aksi halde varis tedavisi yapılmadan yaralar iyileşmemektedir.
Varisler çoğu zaman estetik bir problem olduğu sanılsa da aslında olsa da yaşam kalitesini bozabilen ve ciddi sağşık sorunlarına yol açabilecek bir hastalıktır.
Belirtiler hastalığın evresine göre değişiklik göstermektedir;
Varis tanısı mutlaka ultrason bilgi ve deneyimine sahip uzman hekim tarafından; detaylı venöz (Toplardamar ) doppler incelemesi yapılarak konmalıdır. Yalnızca görsel bakı ve fizik muayene ile venöz yetmezlik tespit edilemez.
Bu inceleme hasta ayakta iken yapılmalı; damar içinde pıhtı kontrolü yapıldıktan ve pıhtı olmadığından emin olunduktan sonra ise çeşitli manevralar uygulanarak ( Ikındırma ,öksürtme ,baldıra aralıklı kompresyon uygulama gibi ) damar yapıları ve yetmezlik yani kaçak bulunup bulunmadığı ;var ise kaçağın hangi damarda ,hangi seviyede ve ne kadar süreli olduğu tespit edilmelidir.
Diğer önemli nokta bu doppler bulguları ile kişiye özgü bir venöz haritanın oluşturulması (hangi damar nereden köken alıyor, anormal bir yerleşim var mı, damar çapları nasıl, aksesuar ya da atipik damar bulunuyor mu) ve tedavi planının buna göre yapılmasıdır.
Venöz doppler incelemenin doğru teknikle ve uygun cihazla yapılması; kullanıcının özellikle bu alanda deneyimli sonografi bilgisi olması çok önemlidir.
Doppler muayenesini kimler yapar/yapabilir ?
Renkli doppler inceleme rutin pratikte radyoloji anabilim dalının uygulama alanıdır ve radyoloji uzmanlığını tamamlamış her hekim yaklaşık 4-5 yıllık eğitim boyunca bu kazanımı edinir. Dolayısıyla renkli doppler inceleme ve ultrasonik anatomi konusunda deneyimlidir.
Son yıllarda ülkemizde ve dünyada özellikle fleboloji (Venöz hastalıklar ) alanında uzmanlaşan radyoloji uzmanları ve kalp ve damar cerrahisi hekimleri bulunmaktadır. Hastalığın tanısında ve ameliyatsız varis tedavileri sırasında ultrason yoğun biçimde kullanıldığından tedavi yapacak hekimin deneyimi önem kazanmaktadır.
Varis hastalığı 3 şekilde kendisini gösterir.
Büyük Varisler: Bacak derisinde belirgin çıkıntılı şekilde olan, gözle görülebilen ve çapları 4-15 mm arasında bulunan varislerdir. Bu varislerin bilimsel ismi Variköz ven dir.
Orta Boy Varisler: Bacak yüzeyinde hafif çıkıntı oluşturan, rengi genellikle mavimsi yeşil ve çapları 2-4 mm arasında bulunan varislerdir. Bu varislerin bilimsel adı Retiküler varistir.
Kılcal Varisler: Cilt yüzeyinde çıkıntı oluşturmayan ancak örümcek ağı şeklinde, kırmızı ve mor renkli çapları 1-2 mm den küçük olan varislerdir. Bilimsel adı Telenjiektazidir.
Hangi yöntemle tedavi yapılacağı “Ayrıntılı venöz doppler ile venöz haritalama” sonucuna göre belirlenir. Venöz doppler sonucunda venöz yetmezlik yani kapaklarda bozulma ve kan kaçağı tespit edilirse önce bunun tedavisi yapılmalıdır.
Geçmiş yıllarda yapısı bozulmuş bu damar cerrahi ile kesilerek vücut dışına alınmakta veya cerrahi yöntemle bağlanmakta idi. Ancak hem başarı oranlarının düşük olması hem de uzun hasta yatışı ve postoperatif nekahat döneminin uzunluğu nedeniyle günümüzde neredeyse yerini GİRİŞİMSEL VARİS TEDAVİLERİ ne bırakmıştır. Yetmezlik tedavisi yapıldıktan sonra; aynı esnada veya bu işlemden birkaç hafta sonra daha küçük boydaki genişlemiş, ciltten görünen damarlara SKLEROTERAPİ uygulanabilir.
Hastada yetmezlik olmadığı tespit edilmişse doğrudan SKLEROTERAPİ uygulanabilir.
Ciltteki en küçük boyutlu ince kılcallar ise skleroterapi ye uygun çapta değillerse bu kez de CİLT ÜZERİNDEN LAZER veya RADYOFREKANS gibi yöntemler ile tedavi edilirler.
Girişimsel varis tedavi yöntemleri; açık cerrahinin olmadığı, hastaya genellikle lokal anestezi ile işlem yapıldığı (Bazı durumlarda sakinleştirici veya tıbbi zorunluluk varsa belden uyuşturma uygulanabilir), aynı gün işlem sonrası günlük hayatına dönebildiği beraberinde ultrason kullanılarak; hastalıklı damarı kesmeden, doğrudan damar içine ince bir iğne yardımı ile girilen yöntemlerdir.
gibi yöntemler bulunmaktadır.
Bu yöntemlerden damar içi lazer ve radyofrekans birbirine teknik olarak çok benzer. Her ikisinde de ısı etkisi ile hedeflenen damar harap edilir.
Damar içi skleroterapi ve yapıştırıcı da ise ısı etkisi yerine kimyasal maddeler kullanılarak damar duvarında harabiyet oluşturulur. Yapılan çalışmalar EVLT ve EVRF tedavilerinin başarı oranlarının birbirine yakın ve yaklaşık %95 lerde olduğunu göstermektedir. UGS ve yapıştırıcı da ise başarı oranı daha düşüktür.
Kliniğimizde estetik işlem yaptıranların yorumlarına göz atın.
Skleroterapide varisleşmiş damarların kapatılması için özel bir ilaç kullanılır. Bu ilaç belli oranda hava ile köpürtülerek uygulandığından uygulamanın ismi köpük skleroterapidir. Köpürtme işlemi son yıllarda otomatize cihazlarla ( varixio microfoam device ) yapılmakta ve daha iyi kalite köpük sağlanarak skleroterapi başarı oranları daha da artmaktadır. Kullanılan bu ilaç uygulandığı damarın iç yüzeyini yakarak yapışmasına ve dolaşımın kapanmasını sağlar. Köpükle varis tedavisi genellikle orta kalınlıktaki (2-5 mm) damarların kapatılmasında ve tedavisinde kullanılır.
Lazerle varis tedavisi genellikle geniş damarların tedavisinde kullanılırken köpük tedavisinde nispeten daha küçük damarların tedavisi için uygulanır.
Altta yatan yetmezlik varken yalnızca köpükle tedavi yapmaya çalışmak doğru bir uygulama değildir. Bu durumda kan kaçağı yüksek basınçla devam edeceğinden tedaviden etkin sonuç alınamaz
.Köpük tedavisinde standart bir seans /enjeksiyon sayısı yoktur; ancak hasta kilosuna göre tek seferde güvenle uygulanabilecek doz sınırı bulunmaktadır. Bu nedenle tedavi planı kişiye özel olmalıdır. Muayene ve dopplerinizi yapan hekim tarafından seans sayısı ve sıklığı ;damarsal yapıların durumuna ,hastanın özelliklerine göre belirlenir.
-Skleroterapi hızlı ve acısız bir yöntemdir.
-Uygulama için herhangi anestezi gerekmez .
-Hasta konforunu ve uyumunu artırmak için işlem yapılacak yüzeye lokal anestezik krem veya spreyler uygulanabilir.
-Standart alkolle cilt temizliği uygulanır .
-Skleroterapi uygulaması çıplak gözle yapılabildiği gibi; özel ,kızıl ötesi ışıkla damar görüntüleyici cihazlar ( vein viewer ,vein seight gibi ) eşliğinde ;bir yandan kaynak besleyici damarı görerek ,hangi damara işlem yapılırsa daha doğru olacağı tespit edilerek ve bir yandan da damar içinde ilacın ilerleyişini izleme imkanı ile yapılabilir.
-Uygulama sonrası genellikle sıkı elastik bandaj uygulanır. İşlemden hemen sonra yapılacak bu kompresyon işlemin tedavi başarısını etkilediğinden hastanın bir süreliğine uygun basınç ölçüsünde varis çorabı kullanması doğru olacaktır.
Yine uygulama sonrası güneşten korunmak ve aşırı sıcağa maruz kalmamak ( Güneşlenme ,hamam ,kaplıca ,sauna gibi ) önemlidir.
Sıvı skleroterapi ;bu uygulamanın ilacın köpürtülmeden verilmesi şeklinde uygulan formudur. Bu yönteme çok daha dar ve kılcal damarların kapatılmasında başvurulur.
ilk olarak Brezilya’da Dr. Roberto Kasuo Miyake tarafından tanımlanan bir varis tedavi yöntemidir. Çapı 4 milimetre altında olan varislere uygulanabilir. Temelde 4 farklı yöntemin bir kombinasyonu olarak değerlendirilebilir.
Bu yöntem; Cryo Laser Cryo Sclerotherapy olarak adlandırılmakta olup ;
Soğutucu eşliğinde uygulanan 1064 nm dalga boyunca lazer işlemiyle birlikte aynı fazda damar içine sklerozan madde enjekte edilmesi prensibine dayanır. Damar içine sklerozan enjeksiyonu beraberinde kızıl ötesi damar görüntüleyici (vein viewer ) eşliğinde damar haritalaması ile yapılır.
Sklerozan ajan her hangi bir başka kimyasal ajan ya da serum fizyolojik ile karıştırılmadan ya da köpürtülmeden damar içine doğrudan verilir.
Yöntem skleroterapide olduğu gibi hastaya doppler bakısı yapılıp, venöz yetmezlik dışlandıktan sonra veya venöz yetmezlik tedavisi tamamlandıktan sonra yapılmalıdır.
Lazerle varis tedavisi;
2000 li yılların başında beri kullanılan güvenli ve başarı oranı oldukça yüksek bir yöntemdir.
Bilimsel olarak bu yöntem, endovenöz lazer ablasyon (EVLT) olarak isimlendirilmektedir.
İlk kez Dr. Robert MIN isimli bir girişimsel radyoloji uzmanı tarafından 1999 yılında bulunmuş ve uygulanmaya başlanmıştır. O tarihten günümüze de başarıyla uygulandığından artık neredeyse açık cerrahi işlemleri yerini bu tekniğe bırakmıştır.
İşlem ; lazerden etkilenen damar duvarının “birbirine yapışması” ve damarın iz bırakmadan kaybolması mantığına dayalıdır. Bu işlem, bacaklardaki kan dolaşımına zarar vermez çünkü daha derin damarlar normal kan akışını sağlar.
Böylece kısa sürede estetik bir sorundan kurtulmakla kalmaz, aynı zamanda ileride büyük komplikasyonlara neden olabilecek bir hastalığı da tedavi etmiş olursunuz.
İşlem ultrason kılavuzluğunda damar yolu oluşturularak başlar, ardından lazer fiberi aynı iğne deliğinde damar içine yerleştirilir. Damar çevresini kapsayacak bir lokal anestezi damar hattı boyunca ciltten birkaç cm aralıklarla iğne ile girilerek ve ultrason ile kontrol edilerek uygulanır. Ardından lazer enerjisi çalıştırılır ve damar duvarı ısı etkisiyle tahrip edilir. Bu aşamada da ultrason ile kontrol sağlanır. Hedeflenen son nokta da yakıldıktan sonra damar yolu çekilerek işlem sonlandırılır.
Hastaya pansuman ve elastik bandaj uygulanarak yürüyerek taburcu edilir.
Tedavide mutlak ultrason kullanımı şarttır. Damar içine yerleştirilen lazer fiberinin doğru damara ve doğru mesafeye yerleştirildiğinin anlaşılmasında, damar çevresine doğru biçimde lokal anestezi uygulanması ve lazer fiberinin çalıştırıldığı aşamadan işlemin sonlandırıldığı aşamaya kadar her noktada ultrason kullanılmaktadır.
Ayrıca kullanılan lazer cihazının tahrip gücü de tedavi başarısını etkileyen faktörlerdendir.
Günümüzde sıklıkla 1470 ve 1940 nm dalga boylarındaki cihazlar tercih edilmektedir.
Uzmanlarımız kişiye özel estetik işlemlerininin planı hazırlanması ve fiyatlandırması konusunda size memnuniyetle yardımcı olmak için buradalar.
Bizimle İletişime GeçinBu yöntemde de teknik damar yöntemiyle lazer tedavisinde olduğu gibidir.
Burada damarı haraplamak için lazer yerine radyofrekans enerjisi ve cihazı kullanılır.
Bir takım ufak teknik farkları bulunmakla beraber yapılan çalışmalar her iki yöntemin başarı oranının birbirine yakın olduğunu göstermektedir.
Damar içerisine yerleştirilen özel bir kateter yardımı ile ultrason eşliğinde damar yapıştırıcı ( glue ) özelliği bulunan siyanoakrilat enjekte edilerek hastalıklı damarın yapıştırılması prensibine dayanır.
Bu yöntemde ısı etkisi kullanılmaz .Damar çevresine lokal anestezi uygulanması gerekmez ancak kalıcılık oranları EVLT ve EVRF ye göre düşüktür.
Sizin için en uygun tedavi yöntemini belirlemek için doktorumuzdan ücretsiz ön görüşme talep edebilirsiniz.
FORMU DOLDURUNDamar içerisine yerleştirilen özel bir kateter yardımı ile ultrason eşliğinde gerçekleştirilen bu işlemde de mekanik olarak dönen bir cihaz yardımıyla damar duvarında kontrollü tahribat yapılırken bir yandan da kimyasal bir ajan verilerek hastalıklı damarın yapıştırılması prensibine dayanır (MOCA)
Renkli Sağlık
Dr. Müge Afşar'ın Youtube Kanalı Renkli Sağlık'ta Varis Tedavisi ile ilgili bilgiler verdiği videoları bulabilirsiniz.